NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هَنَّادٌ
عَنْ وَكِيعٍ
عَنْ سُفْيَانَ
عَنْ
سُهَيْلِ
بْنِ أَبِي
صَالِحٍ عَنْ
الْحَارِثِ
بْنِ
مَخْلَدٍ
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَلْعُونٌ
مَنْ أَتَى امْرَأَتَهُ
فِي
دُبُرِهَا
Ebû Hureyre'den;
demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.);
"-Karısına
arkasından cima' eden kimse mel'ûndur." buyurdu.
İzah:
Tirmizî, tahâre; redâ';
İbn Mâce, nikah; Dârimî, vudû'; Ahmed b. Hanbel, I, 86; II," 444, 476; IV,
305.
Hadîs-i şerifte olduğu gibi
bazı fiilleri işleyen kişilere ağır lanetler yağdırıp şiddetli tehditlerde bulunulması o fiilin haram olduğuna delâlet eder. Bu
bakımdan haleften ve seleften bütün fıkıh ve hadis uleması kadınlarla arkadan
cima' etmenin haram olduğu ve bu haramı irtikab eden kimselerin Allah'ın
rahmetinden uzak kalacakları hükmüne varmışlardır.
Esasen Allah'ın helal
kıldığı yerden başka herhangi bir cima' helal değildir. Allah teâlâ hazretleri
fereden başka cimâ'ı helal kılınan bir yer yaratmamıştır. Nitekim "Kadınlara
Allah'ın emrettiği yerden cima' edin."[Bakara 222.] âyet-i kerîmesiyle
"Kadınlara Allah'ın size emrettiği yerden İstediğiniz şekilde
yaklaşın."[Bakara 223.] âyet-i kerîmeleri de bunu açıkça ifâde ederler.
îmâm Şafiî, amcası
Muhammed b. Şafiî'den şu manaya,gelen bir hadis rivayet ettikten sonra bu
hadisin bütün râvilerinin güvenilir kimseler olduğunu söyler: "Peygamber
(s.a.v.)'e bir adam gelerek kadınlarla arkadan cima' etmenin hükmünü sordu da
Peygamber (s.a.v.); "helaldir" cevâbını verdi. Bunun üzerine adam
dönüp giderken onu çağırıp "Sen nasıl söylemiştin (arkadan kadının) hangi
deliğine yaklaşmıştın, arka deliğine mi, ön deliğine mi? Eğer arkasından
yaklaşarak dübürüne ilişmeksizin ön tarafından cima etmişsen evet, fakat eğer
arkasından dübürüyle cima etmişsen hayır. Allah teâlâ hakkı açıklamaktan
dolayı utanmaz. Kadınlarla dübüründen cima etmeyiniz." buyurdu.
Görülüyor ki İmâm Şafiî
kadınlara arkasından yaklaşmanın kesinlikle haram olduğu görüşündedir. Her ne
kadar bazıları İmâm Şafiî'nin "Bunun . helâl ve haram kılınması hususunda
hiçbir şey sabit olmamıştır, Kıyâs helâl olmasını gerektirir," dediğini
rivayet etmişlerse de bunun hiç aslı yoktur. Nitekim Rebi'nin bu mevzuda
söylemiş olduğu sözler gerçeği bütün açıklığıyla ortaya sermek için yeterlidir:
"Kendisinden başka
ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki Şafiî bunun haram olduğunu tam altı
kitapta nassen tesbit etmiştir." Bazıları "Bu helâl meselesi onun
eskiden mezhebiydi." diyorlar. îbn Kayyim "el-Hedyü'n-Nebevî"
adlı eserinde İmâm Şafiî'nin "Bu işe ruhsat vermem, bilakis ondan
nehyederim" dediğini nakl ettikten sonra: "Kim imamlardan bunu mubah
kıldıklarını söylerse, muhakkak ki onlar hakkında en çirkin ve en fena hatayı
yapmış olur. Onların "mubahtır" dedikleri yalnız arka tarafın ferce
cima için vâsıta olmasıdır, yâni dübürüne değil. Arka taraftan ferce cima
etmektir. Bunu işitenler meseleyi karıştırmışlardır." diyor.
İmâm Mâlik'ten dahi
tecviz ettiğine dâir bir rivayet varsa da Malikî imamları bu rivayeti
reddetmişlerdir. Hâsılı böyle çirkin bir şeyin tecvizint bu ümmetin manevî
semâsının yıldızları demek olan ulemâ'yı kirama nis-bet etmek büyük bir iftira
ve altından kalkılmaz bir vebaldir. Hattâ bazıları bu cevaz meselesini
İmâmiyye taifesinin belil başlı kitaplarında bile bulamadıklarını yazıyor.
Böyle bir şeye onların dahi cevaz vereceklerine inanmıyorlar.[bk. Davudoğlu A.,
Selâmet Yollan, III, 295.] Bu konuyu 2143 no'lu hadisin şerhinde de
açıklamıştık.